Varidât
Şeyh Bedreddin
Bölüm: Allah bütünden münezzehtir, bütün ondadır ve o da bütündedir. Bütün hallerde gereğinden ayrı kalınmayan bir gerektir. Görünüşe göre bu bir hayal olup gerçekleşmesi imkânsızdır. Fakat oluş ve ortaya çıkış ard arda görünüşte ortaya çıkar. Her ne kadar o bunun içinde bulunsa da, o bundan münezzehtir. Gerçeğe göre oluşun varolması Hak'tır. Varlığın da görünüş itibariyle olması mümkündür ve sonradan tahakkuk etmiştir. Yüce Allah "Acı ve tatlı sulu iki denizi birbirine kavuşmamak üzre salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır; birbirinin sınırını aşamazlar." diye buyurmuştur. Mümkün Hak olmayacağı gibi, Hakk'ın da mümkün olması imkânsızdır. Fakat görünüş itibariyle her ikisi birdir ve gerçekte Allah' tır. Gerçeğin dışmda bir varlık söz konusu olamaz. Başka nesne ancak itibari saydır. Diğer bir deyişle bütünle yürüyüp damgasıyla damgalanmıştır. Fakat o bütünden münezzehtir. Şeref, zulmet ve keder görünüşlerle ortaya çıkar ve onlara göre orantılı aykırılık gösterir. Allah'a göre bütün nesneler aynıdır. Hakikatta ondan başka varhk yoktur. Bin suretle ortaya çıksa da, yine o birdir. Ulu Tanrı bütünde, bütün de onda ortaya çıkar. Gerçeğine bakılırsa görünüş ve görülen aynıdır ve aradaki farklar itibarîdir. Allah yerine göre bütün varlıklarda ortaya çıkar ve bu çıkış varlıkların isteğine göre değildir. Allah'ın isteği ve iradesi, zatının gereğidir. Bu husus câhillerin ve medrese âlimlerinin iddia ettiği gibi değildir.
Allahuteâlâ'nın "Onu yapıp, ruhumdan üfledim" buyurması, O aşamaya getirilmesi anlamındadır. Bu aşamada beden istenilen şekle göre düzeltilir ve bu durum sebepler doğrultusundaki maddenin istidâdıyla hasıl olur. Kabiliyeti yerine getirilirse, üfürmekle dile getirilen ruh ikisinin ilgisiyle uunya çıkar. Üfurmek sözü, bede nin yaşantısıyla izah edilirse, bu doğru olmaz. Sadece terkip olarak söylenebilir. Söz, gülüş ve insanlarla hayvanlar arasındaki farklar da böyledir. Fakat bu farklar özde değil, bileşimdedir ve her aşamada özel bir görünüşle ortaya çıkar. Hayvan aşamasında ruh olarak görülen bu öz, insan aşamasında konuşan nefis olarak görülür ve dışarıdan hiç bir şey değildir. Hayvanda hayvan olan öz, insanda insan olmuştur. Farklar ise, istidada göredir. Bedenden ayrılan öz, bu şekilde, surette ortaya çıkmıştır. Bu öz suretin bozulması ile bozulmaz. Öz bakidir; değişmez ve ortaya çıkması için bir şekle ihtiyacı vardır.
Bizim görevimiz yol göstermektir; dostların görevi ise, çalışıp çabalamaktır. Sonsuz olan gönül evreni, zamanla değişir. Acele etmeye gerek yoktur. Her yemişin bir mevsimi vardır. Fakat boş otur-mamak, çalışmak gerekir.
Şunu bil ki göklerdeki güçlerle, öğeler ve benzerlerinin güçleri meleklerdir. Peygamberlerin bu husustaki sözleri de, benim sözlerim anlamına gelmektedir ve câhillerin iddia ettiği gibi değildir.
Allahuteâlanm zatının aslıyla bilinmez demenin anlamı, bu âlemdeki bütün şekillerde vardır; bunu bil! Allah, bu şekillerle ortaya çıkar ve sonsuza kadar devam eder. Allah'ın zatının aslına varan bir kimse ortaya çıkar ve hakikata varmış olur.
Anlamalısın ki, mutlak varlık, zatının varlığı için gereklidir. Zira birbiriyle ters düşen varlıkla yokluğun gereği yoktur denilirse, doğru değildir. Biri diğeriyle nitelendirilemez. Varlığın yok olması mümkün değildir ve yokluğun da var olması mümkün olamaz. İkisi de birbirinden vazgeçemez. Özel bir imkânla varolması imkânsız olan mutlak varlığın başka bir varlıktan oluşunu kazanması gerekir. Böylece de kendi varlığında yokluk olur ve varlığından kat-i nazar edilir. Zatına dayanarak yoklukla vasıflandırılabilir ve yukarı da geçtiği gibi bu imkânsızdır. Keza aynı şekilde başka sayılan varlığın da mevcudiyeti imkânsızdır. Zira tahakkuk olmadan önce varlığın tahakkuk etmesi gerekir. Buradaki amaç, mutlak varlıktadır ve bu da imkânsızdır. Mutlak yokluk diye birşey yoktur. Mutlak varlığın va- rohnası gereği tesbit edildi. Bütün varlıklar onda var olur. O da yüce Allah'tır. Yine bütün varlıklar onun görünüşüdür ve görünen odur. Ayrıca görünüş de ondadır.
Şeyh Bedreddin
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder