Merhaba

Merhaba

Bahar çılgınlar gibi koşuyor. Ahırdağı üzerinde taşıdığı kardan silkinmek için beyaz çiçeklerle Maraş’a doğru koşuyor. Yavşan oradan göz kırpıp, Uludaz kendini Maraş’tan gizliyor.
Menevişler Maraş sokaklarında, nergisler, mor menekşeler Trabzon caddesinde satılıyor. Baharın bedeli aşkın onulmaz yaralarında saklı. Gökyüzü garip, bulutların sesini duyan yok ama onlarda Martın onyedisin de gelecek olan Kırlangıçları bekliyorlar ey Mavi hüzünlenme Kırlangıçlar avazlarıyla yolda.
Kelimeleri kirlettik. Allah milletimizi af etsin. Harflerin bu ağır lekeleri taşıyacak takati kalmadı. Kelimelerin sıkleti kirliliğinden olsa gerek, kelimeler dünyaları ışıldatamıyor.
Ergenekonumu çaldılar.
Evet, gök gözlü ulu Bozkurtların yaşadığı Ergenekon adını tutup kirli pis bir lanetli topluluğa ad olarak verdiler şimdi ben yanmayayım da kimler yansın.
Erenler.
Kelimelerin kıyameti geldi ne olur öyle her kelimeyi tutup ta kirletmeyin. Tekrar dirileceksek bizi kelime diriltecektir oda Rabbin ulu şorundan başkası değildir. Kösler vuruyor, ateş harlandı, vakit ışık olacak.

Ali Büyükçapar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder