ULU KAPI SIRLI YOL - II

ULU KAPI SIRLI YOL

HAVVA

En güzel isimler O'nun güzel O
Ayaklarının bastığı topraklar bereketli
Nazar kıldığı ağaçlarda tat
Şeftalinin buğusu kirazın rengi
Portakalın kokusu O

Itır reyhan kekik ve lavanta
Buz gibi sular onun letafeti

Bakışı cemre düşmeye görsün cana

Âdem mi O'nu buldu O mu
Âdemi Bu bir sır
Daha önemlisi
Ya seçmeseydi

Havva dünya incisi
Meltem esintisi coşkunun deli boranı

En istenmez neyse O
Günahın ateşi kor gibi dağlayanı
Her yer O'na dar
Varlık elbisesi iğreti
O olmalı başka değil O

Muradına erdi Havva elinde nar
Her bir tanesinde arzu
Toprağa savurunca kendini
Daraldı küçüldü

Ansızın savurdu onları âlemlere
Cebrail'in soluğu
Yenidünyaların hülyası
Ayrılık zamana yayıldı

Her bir karış toprağında dünyanın
Âdem'in vardır ayak izi ya Havva'nın

Arayan aslında özünü arar
Bulan Havva'yı Yitik Cennetini anar
Nasıl inansak zor mu zor
Boşluklar var yar gibi
Kavuşmak çile beraberlik özlem ateşi
Havva'nın dilinde Adem
Adem'de bitmez şarkının nameleri

Havva kadın ırmaklar taşar O'ndan
Gökkuşakları Havva'nın nazarı
Şimşek çakar ansızın
Başlar sağanağı yağmurun

Köşe başlarında sır açılmaya başlar
Panjurlara vuran güneş çocukların hülyası
Kıvrılır yakıcı duman bulutlar ellerinde
Düşen yağmur tanesi
Kara toprakta Kerbela lalesi

Bütün ipekleri dünyanın
Lali Bedahşanın incileri
Gülüşünde tebessüm
Leyla da O'ndan bir nazar
Şirin Belkıs Madonna ve Hacer

Palmiye yeşilliği vurunca mavilere
Yunuslar doğar saçılır inci mercan

Ölüm gülüp geçer
Her dem var yokluk onun için bir masal

Âdem uzatınca düşlerini
Havva buldu kendi hakikatini
Kuleler yükseldi Mavera'ya
Çoğaldı çığlıklar sular gibi âleme

Havva mavi göllerin nilüferi
Âdem kara toprak testisi

Rahman esintisinde Âdem çamur
Havva öz kıyamet suru israfil
Dergâh tarumar bugün
Âdem taze toprak'a karışmış
Ebu Kubeys de hüzün
Havva Cidde'de som sütun


Bütün çocuklar öksüz yetim
Dünya daracık Havva yok bu güneş
Yaksın kavursun özleri

Her kadın Havva dünya ilk gününde
Mona Lisa da tebessüm
Çarpıyor var oluş neşesi
Bahardan güze ve yaza
Toylar düzenleniyor gökler altında
Açılan her duvak
Havva da sonsuz mutluluk

Adem anılsada gün batımlarında
Havva bir güneş karanlık O'nunla aydınlamakta

Âdem kırık bir çizgi
Havva bitimsiz senfoni

İDRİS
Babil'in mermerli kaldırımları da bir toz
Çöl ateşi ulaşmıyor Fırat Dicle'ye
Göklere varan yol yıldızlar merdiven
Samanyolu bir durak

Kent nede çabuk unutuyor ahdini
Palyaçolu sirkler kafeslerde aslan
Perde de bir oyun

Kulelerde bayraklar dalgalanıyor
Sikkelerde başlar altınla taşlanıyor
Evlerin bahçeleri içe kapalı
Akan su kaynayan yürek
Eşikte kurban ediliyor maral

Âlemde Peygamber soluğu
Laleler güneş pırıltısı

Sorulara cevap İdris'te
Elinde pergel kâğıttan şehirler
İşte yükselen mabet
Kubbeleri çölü saracak

Taş dile gelince mermer konuştu
Duvarlar O'nun elinden âleme çekildi

Babil de Uhnuh elinde tomar
Açıp okuyor seherlerde gözü yaşlı
Ahdini hatırlayınca kente dönüyor

"Kitapda İdrisi de an
çünkü o çok sadık bir peygamberdi
biz onu pek yüce bir yere yükselttik"

Gökler ötesi dünyaların habercisi o
Kimse bilmezken sırlarını kitapların
Sayfalar onun pınarları
Yüksekçe taş mihrapta o
Fısıltısı gümbürdetiyor Babil'i
Özünüze sadık olun
Varlıkı karartana karşı uyanık
Çizdiğiniz sınıra uyun
Pencerelerini gönlümüzün O'na açın

Kovukları sahiplerine bırakıp
Kentler kurun birer hayal olan düşlerini
Mermerlerin raksına bırakın

Kuleler yükseltin burçlara
Güneşi tutun saçlarından
Bulutları sıksın pazularınız
Çeşmelerden aksın kevserler
Çocuklar susuz ölmesin

Taşımadığı için bu gün mimarlar bilmez
İdris'i
Kentler ona öyle muhtaç
Kıraç topraklarda kim görür düşünü kentin
Ev insanın yuvası zamanın bittiği mekan
Gelsin İdris tuğlalar aşkta pişmiş
Harcına dostluk karılan toprak
Evler nazar boncuklu olacak

Aldılar önce insanin evini
Esen yel sızlatır yağan her damla
Düşen kar tanelen
Evi hatırlatır

İdris Nebi'nin çizdiği kent
Ortasında Beytullah eşiğinde zemzem
zemzem
Sütunlar arasında mezmur okunur

İnsan giymeli yakışanı
Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın
Nasıl çalışırlar ne de iplik eğirirler
Ama size şunu söyleyeyim
Tüm görkemine rağmen Süleyman
Bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi
Bugün var olup yarın ocağı atılacak olan
Kır otunu böyle giydiren
Tanrı'nın sizi de giydireceği kesin değil mi?

ALİ BÜYÜKÇAPAR



l - Malabadi - 33 şiir
2- Kitap Pusulası
3- Kırk Hadis
4- İsmi Azam (Esma’ül Hüsna)
5- Necip Fazıl

Ali BÜYÜKÇAPAR'ın kitapları
Temin Adresi: PK. 115
KAHRAMANMARAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder