Biyoğrafi:HASAN AKSÜT


YÜZ TÜRK BÜYÜĞÜ SERİSİ (YEDİ)

HASAN AKSÜT

Sonsuz yıllarda adından sıkça bahsedilecek, büyük ulu bir çınar, üveyiklerin su içtiği duru bir pınar bitimsiz bozkırlarda yer alan ulu bir zirveden söz edeceğim.
O’nun ana ilkesi YAŞAM KALİTESİ’dir.
Bireysel gelişimde her geçen gün mükemmelliği yakalayan, erdem sahibi, yaşadığı hayata çözümleriyle umut olan, hayranları her vakit artan dinamik özellikleriyle bir insan güzelidir Hasan Aksüt.

Benim kadim dostum.

Maraş’ın köklü ailelerinden birine mensup İskender ustasının oğlu, babası ki iş becerisi buluş yetenekleriyle bir vakitler Maraş sanayi esnafı arasında en tanınan isim.
Çukurova camii Sandal Hocanın görev yaptığı önemli dini merkezlerin arasındadır. Kanlı dere yokuşunun tam başında yer alan bu cami Maraş’ın en estetik dini yapılarından sayılır.
Hasan’ın evi o caminin hemen üstünde Kasapkaraların sokağının hemen başındadır. Kayabaşı cami tarafında n oraya inebilirsiniz araçları olmadığı eski zamanlar o sokaklarda ne oyunlar oynanırdı.
Evin ön tarafı sokağı bakan pencerelerden oluşmuştu, iki büyük pencereden yoldan geçenler rahatlıkla görülür evin içinde mutluluk rüzgarı eserdi.

O ev Hasan gil için çok şeydi.

Ortaokulu it tepesinde bulunan Maraş Ortaokulunda okudu. Hasan la yakınlığımız liseden başlar. 1984 yılında Hasan Lise ikinci sınıftaydı ve okulda başarıyla göz dolduran öğrencilerin en başında gelirdi.
Kütüphane de birlikte Kimya çalıştığımız günleri hatırlıyorum.
1980 ler Türkiye’nin değişime ramak kaldığı demlerdi, sağ ,sol ve değişik fraksiyonlar neredeyse hayallerdeki ideal devleti ütopyayı kuracaklardı.
Okullarda öğretmen olarak görev yapanlar çeşitli toplumsal olayların için de yer alan hayal ve ülküleri olanlardı. Sütçü İmam Lisesinde okurken ben onların derin tesirleri altında kaldım , tesirleri altında kaldım demek az olur dahası tam onların rengine boyandım.

Nasıl oldu?

Biliyorum bu benim aşk boyutunda ülkü değerlerine bağlanmamla alakalıydı. Kendimi kaptırdım yaşadığım hayattan koptum. Dini kendime iş edindim. Kutsal metinlerde yer alan kelimelerin büyüsüyle hayattan maveraya savruldum.
Dünya gerçeklerini anladım dahası anlamak istemedim din ve mistik yapılanmanın çilelerini olgunluk yolunun evreleri olarak kabul ederek her geçen gün sözüm ona mükemmelliği yaşamak için çelikten bir hayatın dairesine girdim.

Lisede çok zeki olmamın bedeliydi bana yaşatılanlar.

Derken Hasan’la tanıştım ve diğer arkadaşlarla, Matematik, Kimya, Fizik derslerindeki başarılarımız bizi birbirimize yaklaştırdı ders çalıştık, problem çözdük, beraber çok vakitlerimiz geçti.
Dindarlaşmak adı altında bazı sosyal aktivitelere girdik. Pınarbaşın da tam Maraş’a bakan tepelerde Hasan’la beraber Ali Şeraitinin Hac kitabını okurduk onun değerlendirmesini yaptık. Müslümanlık diye tanım ve tariflerinin hiçbir vakit yapamadığımız büyük sosyal olduğunun temsilcileri olmak adına fedakarlıklara girip onulmaz çilerler çektik.
Ailem Hasan’ı çok iyi tanır, onu kendi evlatları gibi kabul ederlerdi. Haydarlıda ki evimizin odaları dile gelse de yaptıklarımızı bilgilenme yolunda çektiklerimizi anlatsa!
Hayatımızda “çarşıbaşı cami” nin çok özel bir yeri var. Hasan’la uzun süreler Ali Demirdöğen Hoca’nın halkasına katıldık. Orada dindarlaşma adına neler görüp neler yaşadık.
Bütün bu olanlar da en büyük desteğimiz “moral” ve “Allah rızasıydı”.
Müslüman olmak diye tabir edilen sosyal olguyu bizim gibi algılayanlar yok bu gün.
Anlattıklarım yaşadıklarımızı tahlil etmek bile yoruyor artık beni, ama insanların Hasan Aksüt gibi erdem timsali hedeflerine ulaşan bir insanı tanımak bahtiyarlığını ulaşmalarını isterim.

Ve Hasan İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ne gitti.

Hasan’ın hayatta en büyük dönüm noktasının başlangıcı 1985 de İstanbul’a gitmesidir.
Maraşlı bazı kişilerle birlikte oldu. Ama hayata sivil başlamış olsaydı bu gün çok daha farklı boyutları yaşayan bir Hasan’la karşılaşacaktık.
Hasan’ın çevresinde bulunan insanların bireysel hesapları engeldi ve bunları o fark ettiğinde yıllar çok gerilerde kalmıştı.
Türk insanının hayatı öğrenmesi kadar zor bir şeyler yok. Okul ayrı bir tel, meslek ayrı bir tel duygu ve akıl ayrı bir nüans insanın hayal ve kapasitesi farklı bir yol önerirken birde bunlara dinin tercihlerini katmak oldu seyreyleyin siz işin sonunu.
Ama Hasan çok fevkula de bir insandı ve hayata çeki düzen verdi ve onun mücadelesinde zirvelerde yer aldı.

Sığınılacak arı bir liman.

Oluşturduğu düşünce modelleriyle zihinsel olarak her dem diri bir insan, etki de verir tepki de kutsal kitabın diliyle söyleyecek olursan o bir “Zülfikar”.

Zamanı iyi kullanır, dakik, atik ve pratiktir.

Hasan’la zaman hususunda kimsenin boy ölçüşeceğini düşünmüyorum. Dert diyebildiklerimin Hasan da mutluluk basamakları olduğunu gördüm sıkça.

İnanan bir insan ve yaptıklarına başkalarını inandırmada zirvededir.

Kaybetmeye odaklana bir hayat yaşamaz Hasan onun için mutlak anlamda kazanç hayatın kendisidir.
Mantığının duygularının çok üstünde olduğunu, yaşadığım hayat her defasında gösterdi. Hasan özel sektöre geçerken de devlette çalışırken, Siirt’te resmi zorunlu göreve giderken de hep mantıklıydı ve duygularını kontrol etmekte hep aklını ön plana çıkarırdı.

Hasan’ın hayatında hep makul hedefler vardı ve bu hedefler için uygun zamanları dikkatle takip ederdi. Mesela Ilıca’ya gidip oradan mülk edinmede yapığımız gibi.

Endişelenme duygularını işinin parçası olarak gören Hasan’ın heyecanlarıyla hayata yön verdiğini risk olarak nelere ulaştığını çok iyi biliyorum. General Raşid Dostumun Hasan’a hediye ettiği ipek bordo halılar bu gün onun evinde ayaklarımın altını süslüyor.

İstanbul’da yaşamakta onun üstüne yoktur. Feriye Lokantasında yemek yer, Orta Köyde kahve içer, Sultan Ahmet’te otelde kalır, Kız Kulesinde dostlarını ağırlar. Hasan ve İstanbul mükemmel bir armonidir. Aziz dostumun boğazda villası olsun isterim, denizin dalgaları ve martılar onun insanlara karşı hizmetinde heyecanı motive edici etkileridir.

Ankara’yı yaşacak kadar bilir

Hasan Aksüt sistem kurucu, disiplin timsali, özde ve sözde çağının üstü bir kişiliktir. Hasan’ın olduğu bir tıp bilimi şahsiyetinde önemli etkiler yapmış şekil vererek onu olgunlaştırmıştır.

Sünepe insanların onun yanında yeri yoktur

Mert olsun özünde sözünde bir olsun ama insan onun hayatında asla laubali olmasın.

Zorunlu olarak Siirt’e gittiğimde orada hasta ve hastane personelinin “beyim sizin fotoğraflarınızı şuraya koyacağız çünkü siz zatilinizle bize çalışma aşkı ve prensibi verdiniz biz sizi tanımakla şerefyap olduk” dediklerini unutmam mümkün mü?

Hasan’ın yakında hay huyu biter

Dünya denilen bir karış yerde dönüp durduktan sonra gerçeklerin yüreğinde ulu bir çınar gibi kök saldığını anlar ve ol vakti sözü Şeyh Galip gibi bize şöyle söyler.
“Tedbirini terkeyle takdir Huda’nındır
Sen yoksun o benlikler hep vehm ügümanınındır
Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır
Devran olalı devran erbab-ı sefanındır
Aşıkta kader neyler gam halkı cihanındır
Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder