Köroğlu Hikayesi

Hacı Ali ÖZTURAN

(Geçen Sayıdan Devam)

KOÇ KÖROĞLUNUN KALESİ

Bir sabah Deli Yusuf, Köroğlunu çağırdı. Köroğlu birkaç binbaşıyı ya-nına alarak Deli Yusufun yanına vardı. Elini öptüler. Deli Yusuf:
-Çamlıbel bizim meskenimizdir oğlum, dedi. Bundan sonra buralıyız biz. Yukarıdaki Çamlıbele büyük bir kale yaptır. Ağaçlandır. Suyunu, yolu-nu düzelt. Ver bakalım sazımı. Bir de telden diyeyim.
Aldı Deli Yusuf:

Bir yiğit haykırıp meydana girse
Arka verip sığınacak yer gerek
1/73 Çamlıbele metin kale yapmaya
Kendi yiğit özü metin er gerek

Hey n’olanda oğlum Ali n’olanda
Zor düşmanı bölük bölük bölende
1/74 Padişahın divanına varanda
Dil tutulur dil tutar er gerek

Sıra sıra koçyiğitler dizersin
Alayları bölük bölük bölersin
1/75 Barhaneyi Çamlıbele çözersin
Burda sana barınacak yer gerek

Göğüs gerek arka verek dağlara
Hizmet edek bahçelere bağlara

1/76 Şöhret salmak için nice illere
Şimdi sana kale gerek sur gerek

Eyvan gerek oturmaya yar ile
Bir de saki mey doldura naz ile
1/77 Yiğitlerin kumandasın saz ile
Vermek için yakışıklı ser gerek

Deli Yusuf tamamladı öğüdü
Sen tamam et yirmibir bin yiğidi
1/78 Gözlerim görmüyor suçum ne idi
Öc almaya senin gibi er gerek


Diyerek yirmibir binbaşı, yirmibir bin asker bulundurmasını öğütledi. Öcünü almasını bir kez daha anımsattı.

(Bir kısım ustalar Köroğlunun binbaşı sayısını babasının öğüdüne uya-rak yirmibire çıkardığını söylediler. Nuh Osman on dört binbaşısı olduğunu söylüyor.)
Köroğlu babasının öğüdünü tuttu. Kentten yapı ustaları, ameleler getirt-ti. Çamlıbelde büyük bir kale inşaatı başlattı. Ülkenin dört bir yanına adam-lar göndererek fidanlar getirtti. Bir de bahçıvan tuttu. Bahçıvan kumarcıy-mış. Aşık atarak servetini yitirmiş. Beni ancak Köroğlunun kalesi temizler, diyerek çoluğunu çocuğunu alıp, Çamlıbele gelmiş. Bu bahçıvan Malatyadan kayısı, Maraştan armut üzüm, Amasyadan elma fidanları getir-terek işe başladı.
………………………………………………………………………
Kalenin yapımı da, fidanların büyümesi de Çamlıbeldekilere göre ağır-dı.Ama arada bir Çamlıbele yolu düşen kervancılara göre yapı hızla ilerli-yordu.
Artık Köroğlu, Köroğlu olmuştu. Yusuf onu istediği gibi yetiştirmişti. Deli Yusuf, artık bu ortamdan ayrılması gerektiğini düşündü. Köroğlu, ba-bası oradayken rahat hareket edemiyordu. Ona gereken serbestiyi sağlama-lıydı. O yörede Deli Yusufun bir arkadaşı varmış, onun yanında kalmak istiyordu.
Birgün Köroğlunu çağırdı. Durumu anlattı. Köroğlu, “Peki baba.” dedi. Hazırlıklar gizli yapıldı. Bir gün baba oğul, gittikleri yeri söylemeden yola çıktılar. O köye gittiler.
Köroğlu babasını istediği yere emanet etti. Onlara da bu sırrı saklamala-rını sıkıladı. Çünkü bir yiğit ne kadar sevilirse sevilsin, düşmanı da olurdu. Köroğluna kötülük etmek için Deli Yusufa, Deli Yusufu barındıranlara zarar verebilirlerdi. Onun için bu olayı sır yaptılar.
Köroğlu babasının yanına bir heybe altın bırakıp döndü.
Günler böylece geçip gidiyordu.

Devam Edecek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder